Ekonomi

Kadınlarda polistik over sendromuna dikkat edilmesi gerekiyor

Medical Point Gaziantep Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Çınkır, polikistik over sendromunun (PKOS) doğurganlık çağındaki kadınların sıklıkla karşılaştığı bir rahatsızlık olduğunu belirterek, “Bu rahatsızlık hastalarda uzun süreli başka sağlık sorunlarına da yol açabileceğinden yakın takip ve tedavisi yapılmalıdır. hastalık planlanmalıdır.” sözünü kullandı.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Çınkır, polikistik over sendromunun ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin; Yumurtalıkların fonksiyonlarını düzenleyen hormonların (gonadotropin) dinamiklerindeki değişikliklerin steroidogenez eksiklikleri, insülin sekresyonu ve disfonksiyonu ile birlikte çoğunlukla genetik faktörler olarak ön plana çıktığını kaydetti.

Çınkır, “Polikistik over sendromunun nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimi ile hastalık ortaya çıkabilmektedir.” terimini kullandı.

Çınkır, polikistik over sendromunun kadınların doğurganlık çağında sıklıkla karşılaştığı bir rahatsızlık olduğunu belirterek, polikistik over sendromlu hastalarda artmış insülin direnci ve obezitenin en sık görülen bulgular olduğunu belirtti.

Çınkır, şunları söyledi:

“Bu resimde insülin direnci ve kanda normalden yüksek insülin (hiperinsülinemi) yumurtalıkta androjen sentezini ve ayrıca seks hormonu bağlayıcı globulin seviyesinde azalma ile serbest testosteron seviyesini arttırır. Androjen fazlalığı (hiperandrojenizm) hastalarda biyokimyasal veya klinik olabilir.Serum androjenlerinde, özellikle testosteronda biyokimyasal hiperandrojenizm.Kıl büyümesindeki artışa bağlı olarak (hirsutizm), saç büyümesinde artış (hirsutizm) vardır.

Polikistik over sendromlu hastalarımızın adet öykülerinde adet aralıklarının 21 günden kısa veya 35 günden uzun olması çok belirgindir. Ancak polikistik over sendromlu bireylerin %20 kadarının düzenli adet döngüsüne sahip olabildiği bildirilmiştir. Bu hastalarda uzun dönemde glukoz intoleransı, Tip 2 diyabet, dislipidemi, obezite, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar ve depresyon da görülebilir. Bu anlamda tedavi hedefleri androjen fazlalığının kontrol altına alınması, adet düzensizliğinin düzeltilmesi ve doğurganlığın sağlanması olarak sıralanabilir. Hiperandrojenizm tedavisinde farmakolojik yaklaşımlar androjenlerin baskılanması ve organ etkilerinin azaltılması şeklindedir. Tedaviye yanıt en erken 6 ay sonunda ortaya çıkar. Bu süre zarfında hastalarda motivasyonu kaybetmemek doğru bir karar olacaktır. Farmakolojik casuslar, başarılı bir tedavi için mekanik, kozmetik prosedürlerle birlikte kullanılmalıdır. İnsülin direnci olan hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri yanında medikal tedavi seçenekleri de hasta bazında değerlendirilmelidir. Ayrıca bu hastalık uzun vadede başka sağlık sorunlarına da yol açabileceğinden bu hastalığın yakın takibi ve tedavisi planlanmalıdır.

haberbeyagac.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu